Tükendi

"Ey Ulu Tanrı, adaletli ve atıfetli Tanrı, sen ki kalplerimize acıma duygusunu sabahları kırlara şebnemleri yağdırır gibi sundun, sana hamdederim! Sen her şeye kadirsin! Şu fâni kulunu şehvet uçurumuna sürüklemek isteyen bu yalancı şehvet duygusundan kurtar ve bütün yaratıkları ancak senin varlığında sevebilme gücünü benden esirgeme, zira onların hepsi gelip geçerler, ebedî olan yalnız sensin. Eğer ben bu kadınla ilgileniyorsam, senin eserin olduğu içindir. Melekler bile onu koruyorlar. Ey benim Ulu Tanrı’m, bu kadın senin ağzından çıkan bir nefes değil mi? Onun artık bu kadar çok vatandaşla ve yabancıyla günah işlemesine son vermek lazım. Ona karşı kalbimde sonsuz bir acıma duygusu başladı. İşlediği suçlar korkunç ve ben bunları düşündükçe tüylerim ürperiyor. Ama suçları arttıkça, benim de ona karşı olan acıma duygum artıyor. Ona şeytanların ebediyen işkence yapacaklarını düşündükçe ağlıyorum."

Çevirmen Cevdet Perin
Kategori Roman
Cilt Türü Karton Kapak
Basım Tarihi: 30-11-2022
Basım Yeri: Ankara
Baskı Sayısı 1
Ebat: 11.5X19
Dil: Türkçe
Kâğıt Türü: Kitap Kâğıdı
Sayfa Sayısı: 189
Barkod: 9786054232420
ISBN: 978-605-4232-42-0
Anatole France

Anatole France; 16 Nisan 1844’te, bir antikacı ve kitapçının oğlu olarak Pariste doğdu. Kitapların arasında geçen çocukluk yılları kendisine, henüz o yıllarda hümanist bir bakış açısı kazandırdı.

“Sırrı olmayan bir şeyin çekiciliği de yoktur.” diyen yazar, eserlerini de bu görüşün ışığında kaleme aldı. Gündelik yaşam karşısında şaşkına dönen ve kitaplarına hayran olan bir filoloğu anlattığı “Sylvestre Bonnard'ın Cürmü” adlı öyküsünde ya da gizli güçlerle inceden inceye alay eden “La Reine Pedauque Kebapçısı”nda şüpheci bir tutum izledi. Yazar, sırrı olanın çekiciliğine inandığı için daima bir sırrın peşinde koştu.

Paris’teki öğreniminden sonra, 1875 yılından itibaren “Le Temps” gazetesinde yazmaya başladı. 1881de yayınlanan “Le erime de Sylvestre Bonnard” adlı ilk romanıyla hemen üne kavuştu.

İçinde aşk olmayan bir hikâye, hardalsız bifteğe benzer, lezzetsiz olur.” sözlerini dile getiren France, şahsi yaşamında da çalkantılı bir aşk hayatına sahipti. 1877 yılında Marie-Valerie Guerin de Sauville ile evlendi ve bu evliliği, 1893 yılında boşanmaları ile sonuçlandı. 1888 yılında Madame Arman de Caillavet ile tanıştı ve bu ilişkisi, “Thais” ile “Kırmızı Zambak” adlı iki romanına konu oldu.

Klasik geleneğin önde gelen temsilcileri arasında kabul edildi. Ömrünün sonlarına doğru sosyalizme kaydı.

Yaşamı boyunca çeşitli türlerde eser veren yazar, 1921 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

Son yıllarında komünizme yakınlık duydu, bir toplumun kardeşçe duygularla bir arada yaşabileceği düşüncesine duyduğu inan zayıfladı ve bu yaklaşımı da “Tanrılar Susamışlardı”, “Penguenler Adası” gibi eserlerine yansıdı.

“Aslında ben hiçbir şey bilmiyorum. Hayal kurmak her şeydir.” sözleriyle gerçeklik bağından kopmak istediğini gözler önüne serdi. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte karamsar bakış açısı da arttı ve France, avuntuyu çocukluk anılarında aradı. “Küçük Pierre”, “Çiçeklenen Yaşam” ve “Dostumun Kitabı” isimleriyle Türkçeye çevrilen eserlerinde de bunlara yer verdi.

Anatole France, 12 Ekim 1924’de Tours yakınlarındaki La Bechelleriede vefat etti.

 

 

Kullanıcı Yorumları

Henüz hiç yorum yapılmadı.

Yorum Yap

Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!

Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.